- Anasayfa /
- Diziler/
- Asla Vazgeçmem /
- ‘Asla Vazgeçmem’le kadınları kalbinden vuruyoruz!
Show TV’nin sevilen dizisi ‘Asla Vazgeçmem’de Aytül’ü canlandıran Ayşegül Günay, dizinin başarısı için “Kadın seyirciye hitap eden bir diziyiz ve kadınları kalbinden vuruyoruz. Oyuncu merak ediyorsa seyirci daha çok merak ediyordur” diyor
Show TV’nin sevilen dizisi ‘Asla Vazgeçmem’in Aytül’ü Ayşegül Günay, dizinin başarısını “Kitlemizi iyi tanıyoruz. Kadın seyirciye hitap eden bir diziyiz ve kadınları kalbinden vuruyoruz” sözleriyle açıklıyor. Canlandırdığı karakterlerde başarılı aksanlar yapan Günay, “Bugüne kadar çok iyi bir Roman karakteri oynanmadı. Onlarda apayrı bir gırtlak var. Uygun bir rol gelirse çok iyi Roman aksanı oynayacağımı düşünüyorum” sözleriyle iddialı konuştu.
Uzun zamandır tiyatro yapıyorsunuz. Kamera önüne geç çıkmanız sizin bir kararınız mıydı?
Tamamen benim kararımdı. Tiyatroyu çok seviyorum, tiyatro yapmak için eğitim aldım. Ama oyunculuk her yerde oyunculuk. Oyuncu iyiyse sahnede de ekranda da iyidir.
Dizilerdeki yoğun tempodan dolayı oyuncular kolaya kaçmıyor mu?
Televizyon dizileri fast food’dur. Ancak dizilerde rolün bir devamlılığı olduğu için en başta oturturken sıkıntı yaşarsın, sonrası daha kolay gelir. Her oyuncu kendini zorlamalı. Fast food diye mesleğini hafife almamalı. Bulunduğu yerin hakkını vermeli.
‘KADINLARI KALBİNDEN VURUYORUZ’
‘Asla Vazgeçmem’de canlandırdığınız Aytül için ne kadar hazırlık süreniz oldu?
Role nasıl hazırlandınız? Dizi başlamadan altı ay evvel haberdardım. Bir arkadaşımın akrabası Aytül’ün yaşadığını yaşıyor. Kadının 12 yaşındaki çocuğu iki yıldır uyuyor. Onu gördüm. O kadının onun çocuğunu sevişinden, umudunu hiç kaybetmeyişinden çok etkilendim. Ben de bir anneyim, oynadığım karakter de bunu yaşayan bir anne. Bu durumdan aldığım etkiyle Aytül’ü oluşturmaya başladım. Aytül’le annelik dışında ortak bir noktamız yok ama kendimi onunla özdeşleştirmekte zorlanmadım.
Aytül karakteri dizide Nur’u, kızını, diğer gelinini dövdü ve Fırat’ı öldürtmeye kalktı.
Bakınca dizilerdeki diğer annelere hiç benzemiyor. Ben ona Aytül Alemdar diyorum. Kadının elinde ya silah var ya birini dövüyor. Senaristler bana bunu yakıştırıyor. (Gülüyor) Aytül kendi içinde bir sistem kuruyor. Kızı İclal’i çok seviyor diye Yiğit’le evlendiren de Aytül. Aslında Yiğit sevmiyor İclal’i. Bu düzenin korunması için elinden geleni yapıyor. Bu tutkusunu, şımarıklığını hoş görüyor. Bu sistemi kendi kuruduğu için pasif kalamaz. Dominant bir kadın. Bana yakışıyor sanırım böyle karakterler.
Nasıl tepkiler geliyor?
Çok sevdikleri söylenemez tabii ki. “Seni var ya boğacak gibi oluyorum” gibi tepkiler bence iyi, çünkü bu karaktere inandıklarını gösteriyor. Ama komedi yapmayı çok istiyorum. Güldürmek en zorudur. Bıçak sırtıdır.
Aytül’ün yerinde olsaydınız hangi noktada ‘Benden bu kadar’ deyip bırakırdınız?
Aytül canını verir kızını bırakmaz. Onun için her şey mubahtır. Ben olsam her şeyden önce çocuğumu bu kadar şımartmazdım. Baştan hallederdim yani sorunu.
‘Asla Vazgeçemem’in başarısının sırrı nedir?
Kitlemizi iyi tanıyoruz. Bu konuda senaristlerimiz çok başarılı. Kadın seyirciye hitap eden bir diziyiz ve kadınları kalbinden vuruyoruz. Dizide bir Dallas tadı var. Oyuncu merak ediyorsa seyirci daha çok merak ediyordur. Ve biz her bölümü merakla bekliyoruz.
Tiyatro oyunu var mı?
Geçen yıl Bursa Şehir Tiyatrosu’ndan emekli oldum. Klişe bir laftır ama orası gerçekten de er meydanı. Sahnede başarılı olmak için büyücü olmak lazım. İnsanları büyülemeniz ve olayın içine çekmeniz gerekiyor. Bu da büyücülükle oluyor. Şimdilerde kafamda tek kişilik bir oyun var ama daha netleşmedi. Sahnede insanları güldürmek istiyorum.
‘ARTIK GÖRSELLİK YETMİYOR’
Sektörde kadın oyuncular geri planda mı kalıyor?
Tiyatroda kadın rolleri azdır. Oyunlar genelde erkeklerin üzerine kuruludur. Ama televizyona baktığımızda kadın üzerine daha fazla hikâye olduğunu görüyoruz. Artık görsellik yetmiyor. Türkiye’de kimlerin dizileri bitti. Seyirci hikâye ve sağlam bir kurgu istiyor.
Başroldeki Tolgahan Sayışman ve Amine Gülşe’nin oyunculuklarını nasıl buluyorsunuz?
Tolgahan’la daha evvel ‘Lale Devri’ ve ‘Yer Gök Aşk’ta çalışmıştık. Bu işi becerebilenler yapsın. ‘Bunlar mankendi oyuncu olmaz’ gibi şeyler düşünmüyorum. Altından kalkabilen herkes yapsın. Tecrübe edindikçe daha iyi olacaklardır.
‘Kocamın peşinde koştum’
Kocanız Sinan Bey’le nasıl tanıştınız?
Eşim iyi oyuncudur, oyunculuğu beni etkilemişti. ‘Zengin Mutfağı’ oyununda başrol oynuyordu. Oyunu 7-8 kere en önde izledim. Her gelişimden sonra ‘Yine gelmişsin Ayşegül’ derdi. Çok zor tavladım ben onu. Ağır bir adamdı, peşinden koştum. Sonra birlikte Güngör Dilmen’in ‘Kurban’ oyununda başrol oynamaya başladık. ‘Oraya gidelim’ diyorum kabul etmiyor. En sonunda dayanamadım. Benim sevgilim var sanıyormuş olmadığını anlayınca bugünlere geldik.
Daha öcne Karadeniz ve Nevşehir şivelerini yaptınız. Aksan yapmak zor bir şey mi?
Aksan yapmayı seviyorum. daha önceki Karadenizlisiniz aksan kolay tabi diyorlardı. Hiç alakası yok, Eskişehirliyim. Çok iyi Roman oynayacağımı düşünüyorum.
‘Ailemde 12 ikiz var’
Mutfakla aranız nasıl?
Çok başarılıyımdır. Tolgahan’ı falan kaç defa evimde ağırladım, onlar çok iyi bilirler. Bu konuda iddialıyımdır.
Eşiniz ve çocuklarınızın en sevdiği yemek nedir?
Etli yaprak dolmasını çok severler. Yardımcım var sağ olsun ama çocuklar onun yemeklerini yemiyor. Çok da güzel yapar ama anne yemeği inatları var. Geceden yapıp bırakırım. Geçen ‘Anneniz yapıp bıraktı’ demiş. Toprak yemiş ve benim yapmadığımı anlamış.
Nasıl bir annesiniz. Ikizlerinizle ilişkiniz nasıl?
Toprak ve Boran bizim ailedeki 12’nci ikiz. Anne tarafımda hep ikiz vardır. Babamız daha otoriterdir ben daha çok şımartan tarafım. Otoriter değilim ama hep derler ya ‘Arkadaş gibiyiz’, o yok işte. Aramızda anne-çocuk ilişkisi ve saygısı var. Kimin için canını verirsin desen sadece ‘Çocuklarım’ derim.