Bensu Soral, mafya ve polis teşkilatı arasında geçen diziyle her yaş kesimini yakalayacaklarını söyledi ve ekledi: “Sezonun en iddialı dizisiyiz.”
Bensu Soral, mafya ve polis teşkilatı arasında geçen diziyle her yaş kesimini yakalayacaklarını söyledi ve ekledi: “Sezonun en iddialı dizisiyiz.”
‘İçerde’ dizisi yarın başlıyor. Seyirciyi neler bekliyor?
Aksiyon dolu, içinde romantizm ve dram da olan, duygusal anlamda çok zengin bir dizi bekliyor. Her yaştan kesime hitap edeceğini düşünüyorum. Ben de herkes gibi büyük bir heyecanla bekliyorum.
Dizinin konusu nedir?
Benim canlandıracağım karakter açısından bakıldığında ‘İçerde’, mafya ile polis teşkilatı arasında geçen heyecanlı bir hikâyeye sahip. Ben avukat Melek’i canlandırıyorum. Sokak çocuğuyken bir mafya babası tarafından sokaktan kurtarılıyor ve onun manevi kızı oluyor. Çok iyi yetiştiriliyor, iyi bir eğitim alıyor. Mafyanın içinde büyüdüğü için de bu işlere çok hâkim bir avukat oluyor. Akıllı ve zeki bir kız. Daha sonra hayatına Çağatay Ulusoy’un canlandırdığı Sarp giriyor. Daha önce hiç yaşamadığı duyguları Sarp’ı gördükten sonra yaşamaya başlıyor.
'ÇEKİMLER KEYİFLİ GEÇİYOR'
Peki Aras Bulut İynemli?
Aras yani Mert ile Çağatay Ulusoy (Sarp) iki kardeşi oynuyor. Dizide, temelde bu 2 kardeşin birbirini bulma hikâyesi anlatılıyor.
İkisi de polis mi?
İkisi de polis akademisinde okuyor. Sarp mezun olmasına bir hafta kala polislikten atılıyor. Mert’in kardeşi olduğunu bilmiyor yani birbirlerinden habersizler. Bir yerden sonra Sarp’ın amacı kardeşini bulmak olacak.
Türkiye’nin en beğenilen 2 jönüyle ve çok tecrübeli oyuncularla oynuyorsun.
İyi bir ekiple çalışıyor ve kendimi çok şanslı hissediyorum. Çetin Tekindor ve Mustafa Uğurlu çok önemli isimler. Çekimler keyifli geçiyor.
Küçükken avukat olma hayalin var mıydı?
Yoktu ama kardeşlerimle tartışmalarımız sırasında çok iyi laf yetiştirdiğim için bana, “Sen avukat ol” diyorlardı. (Gülüyor)
Melek’te seni en çok ne etkiledi?
İçinde bir kırgınlık var, ona rağmen güçlü durması beni çok etkiledi.
'SENARYOYU BİR ÇIRPIDA OKUDUM'
Çetin Tekindor ile karşılıklı oynamak birçok oyuncunun hayali. Sana ne hissettiriyor?
Çok şey öğreniyorum ondan. Sette ilk karşılaştığımızda “Bensu Hanım nasılsınız?” diye cümleye girdi. Birçok sette böyle bir şey göremezsiniz. Herkese ismiyle hitap ediyor, hafızası çok kuvvetli. Duruşu, enerjisi çok iyi. Gecenin bir saati çekim yapıyoruz, biz gençler bitmişiz, o hâlâ gülüyor, espriler yapıyor. İnanılmaz pozitif, herkese onu anlatıyorum, maşallah.
Setin ilk günü nasıldı?
Çok heyecanlıydım. İlk bölümün ilk sahnesini Çağatay’la çektim.
Sezonun en iddialı dizisi diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Senaryonun ilk 3 bölümünü okuyup bitirdiğimde tüylerim diken diken oldu. Bazı senaryoları okurken uykum geliyor ama ‘İçerde’nin senaryosu inanılmazdı, bir çırpıda okudum.
'OYUNCU OLMAK AKLIMDAN BİLE GEÇMİYORDU'
Oyunculuk çocukluk hayalin miydi?
Yok, ressam olmak istiyordum. Dünyayı gezip resimler çizip onları satmayı düşünüyordum. Ablam (Hande Soral) oyuncu olduktan sonra bana da böyle bir yol açıldı. Ben İnegöl’de büyüdüm. Ekrana çıkıp oyuncu olmak aklımdan bile geçmiyordu, kader. İnsan başına neler geleceğini bilemiyor.
Seni kim keşfetti?
Ablamın menajeri, şimdi benim de menajerim. Bana sürekli, “Bensu seni de oyuncu yapalım” diyordu. Bu 6 yıl böyle devam etti, sonunda “Tamam” dedim. Bir dizide küçük bir rolle başladım, haftanın 3 günü çalışıyordum. Hep öyle çalışılıyor zannediyordum, meğer o rolümden ötürüymüş.(Gülüyor)
'ABLAM BANA HEP YOL GÖSTERDİ'
Ünlü bir ablanın kardeşi olmak hayatını nasıl etkiledi?
O bana hep yol gösterdi. Şaşırmamı engelledi, olaylara daha bilinçli yaklaşabildim. Ablamın olması büyük bir şanstı.
Abla demene kızıyor mu?
Yok, biz bunu konuşmuştuk. İsterseniz bana “Hande” diyebilirsiniz demişti. Abla demeyi biz seçtik. Bana daha sıcak geliyor.
'ŞEMSİYE TASARLIYORUM'
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü son sınıftasın. İleride mesleğini yapacak mısın?
Son 3 dersim kaldı. Tasarıma devam etmek istiyorum. Setim olmadığı zamanlarda, reklam filmlerine storyboard’lar hazırlıyorum. Free lens çalışıp şemsiye tasarlıyorum.
'ÂŞIK OLDUĞUMDA NEŞE SAÇARIM’
Boş zamanlarında ne yapıyorsun?
Sinemaya gidiyorum, çok fazla dışarı çıkmıyorum. Evde yabancı dizi izlemek en büyük keyfim. Erkek arkadaşımla gezip arkadaşlarımla buluşuyorum.
Hakan Baş’la birliktesin. Evliliği düşünüyor musunuz?
Şu an çok güzel bir şey yaşıyorum. Çok mutluyum. Kısmet, inşallah.
Aşkı nasıl anlatırsın?
Aşkın tehlikeli ve sakin bir yanı var. Tehlikelisi sapkınlık, diğeri bağlılık. Aşk bazen tutkuya ve karşılıksız saplantıya da dönüşebiliyor, öylesi zararlı tabii.
Âşık olduğunda değişiyor musun?
Herkese iyilik yaparım ve neşe saçarım.
Sence aşk geçici bir duygu mu?
O yükseklik elbet duruluyor ama sevgi hiç bitmiyor. Aşk geçici, sevgi kalıcı
'KAHVENİZİ İÇTİKTEN SONRA TELVESİNİ YÜZÜNÜZE SÜRÜN'
Sanırım bir de ikizin var. Benziyor musunuz?
Benziyoruz. “Senin kısa saçlı ve sakallı halin” diyorlar. (Gülüyor)
Peki ona bir şey olduğunda hissediyor musun?
Öyle derler. O galiba tek yumurta ikizlerinde oluyormuş ama çok üzgün olduğunu hissettiğimde içime bir sıkıntı geliyor, rüyalarıma giriyor. Ondan çok uzak kalamıyorum, acayip bir bağ var aramızda. Bir keresinde 2 hafta uzak kalmıştım, sürekli ağlamıştım. İnşallah hiçbir zaman ayrı kalmayız. (Gülüyor)
Annenin gizli bir güzellik sırrı varmış diye duydum. Evet, Türk kahvesi. Kahvenizi içtikten sonra telvesini yüzünüze sürün, cildiniz pamuk gibi oluyor.
'MOTORA BİNERKEN ERKEK GİBİ GİYİNİYORDUM'
Motosiklet tutkun devam ediyor mu?
Ediyor ama bu aralar kullanmıyorum. Eskiden her yere motorla gidiyordum. Şimdi dizi var. Kendi hayatımı düşünmüyorsam bile, ekip arkadaşlarımın hayatını düşünmeliyim ve seti aksatmamalıyım. Herkes de kullanırken çok dikkat etsin lütfen.
Kullanırken laf atan oluyor muydu?
Oluyordu, kötü şeyler yaşıyordum. Motora binerken erkek gibi giyiniyordum. Sadece saçım gözüküyordu ama ona rağmen arabalarını üstüme kıranlar, laf atanlar, bağıranlar, fotoğrafımı ya da videomu çekenler oluyordu. Şimdi setim yoksa havanın güzel olduğu her pazar 30-40 kilometre Bostancı’da bisikletle spor yapıyorum.
'İÇİNDE 45 YAŞINDA BİR KADIN VAR DİYORLAR'
Küçük olmana rağmen senin ablan Hande Soral’dan daha olgun olduğun söyleniyor. Öyle mi?
Ablam çok anaç ve olgundur. Ben düşünerek ve mantığımla hareket ederim. Ablam tamamen duygularıyla yaşar. Bana hep “25 yaşındasın ama içinde 45 yaşında bir kadın var” diyorlar. Bilmiyorum iyi bir şey mi kötü bir şey mi? (Kahkahalar)
İçinden gelen her şeyi yapıyor musun? Yoksa 45 yaş olgunluğu var mı?
(Gülüyor) Saçma olmadığı sürece istediğim her şeyi yapıyorum. Sonuçta bu dünyadan göçüp gideceğiz, bana zarar vermeyecek her şeyden faydalanmak istiyorum
'EN SEVDİĞİM HUYUM UMURSAMAZ OLUŞUM'
En sevdiğin huyun nedir?
Umursamaz olu- şum, her şeyi kadere bağlıyorum. Başıma kötü bir şey gelse bile, “Vardır bir hayır” deyip kendimi öyle bir kandırıyorum ki hiç üzülmüyorum.
Sevmediğin huyun?
Unutkanlığım bazen beni kötü duruma sokabiliyor. İnsanların bana yaptıkları olumsuzlukları unutup hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorum. Tek yararı yaşadığım kötü olayları unutuyor oluşum.
Sınava ya da sete gitmeyi unuttuğun oldu mu hiç?
(Kahkahalar) O boyutta değil Allah’tan. Küçükken annem, “Bensu sakın unutma, şunu yap” dediğinde hep unutuyormuşum. Şimdi daha iyiyim, beslenmeme daha çok dikkat ediyorum.
Ömür Sabuncuoğlu/HT Magazin