Show TV'nin sürükleyici dizisi 'Yalancı'da rol alan Şahin Irmak ile hem diziyi hem de kendisini konuştuk.
Show TV’de yayınlanan, yapımcılığını Süreç Film’in üstlendiği, yönetmenliğini başarılı isim Hülya Gezer’in yaptığı, senaryosunu Yazıhane ekibinin kaleme aldığı 'Yalancı' dizisinin başrollerinde Burçin Terzioğlu, Salih Bademci, Hazal Türesan, Cemal Toktaş ve Şahin Irmak yer alıyor. Onlara İmer Özgün, Murat Kılıç, Serkan Tınmaz, Efsane Odağ, Fatih Berk Şahin, Emir Çubukçu, Öyküsu Özyürek, Ozan Ayhan, Gizem Erman Soysaldı, Mesut Yılmaz, Doğa Karakaş, Sema Çeyrekbaşı, Özgür Şahin gibi başarılı isimler eşlik ediyor.
Bu akşam saat 20.00'de yeni bölümüyle ekranlara gelecek yapımda 'Avukat Okay Aytekin' karakterine hayat veren Şahin Irmak ile hem 'Yalancı'yı hem de kendisini konuştuk.
'Yalancı'nın senaryosunda sizi etkileyen ne oldu?
İyi kurgulanmış bir senaryo olmasının yanı sıra insanın çok karmaşık ve tehlikeli bir varlık olduğunu, yalan söyleyenin söylediği yalanın kişinin titrine, dış görünüşüne, sosyal hayatına bakarak, söylediği yalandan bağımsız genel bir kanıyla değerlendirildiğini ve insanın çok kolay manipüle eden ve edilebilen bir canlı olduğunu hikayenin temeline oturtması. Senaryonun temel insan duyguları üzerine ahkam kesmekten ziyade soru sordurtan ve izleyiciyi o duygularla yüzleştiren yapısı okurken en sevdiğim tarafı oldu. Haklı da olsan kadın olmanın ve mücadelesinin toplumdaki karşılığını taraf tutmadan bütün gerçekliğiyle anlatması ve yüzleştirmesi çok etkileyici ve önemli benim için.
Dizide bir avukatı canlandırıyorsunuz. İçinde bulunduğunuz rol sizde nasıl iz bırakıyor? Rolünüz için ayrıca bir hazırlık çabanız oldu mu?
Dizide bir taraftan çok zorlu bir insani mücadele verilirken hukuksal mücadelenin de bazen işleri karmaşık hale getirip zorlaştırması, adalete ve hukuka olan güvenin ve ihtiyacın ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor hem seyirciye hem bana. Bir avukatı oynuyorum ve avukatların da hukukla ve sistemle olan mücadelesini saygıyla selamlıyorum. Rolüm için özel bir hazırlığım olmadı, sağ olsun ülkem.
Okay Aytekin'i 3 kelime ile tarif edebilir misiniz?
Dürüst, realist, güvenilir.
Okay Aytekin ile kendi karakterinizle uyuşan noktalar neler?
Ben Okay kadar realist olmayı başaramıyorum. Okay daha aklı ve mantığıyla hareket eden biri. Benim işim hayalcilik. Gerçekler her zaman tatlı olmuyor. Hayal kurmak bedava… Okay’ın yalana karşı olan tavrı ve duruşu benim de çok taviz verebileceğim bir durum değil. Dürüstlük kazansın…
Size söylenen en büyük yalan neydi? Ve bunu öğrendiğinizdeki tutumunuz nasıldı?
Bir seri yalancıya maruz kalmıştım bir dönem. O deneyim benim için, o zaman için can sıkıcıydı ama şimdi baktığımda kârdayım diyorum. Birçok şey öğretti bana. Seri yalancıların da en az seri katiller kadar tehlikeli olduğunu mesela… O zamanlar öğrendiğimde öfkeliydim ama kendime… Yaş aldıkça kendinle barışıp öfkelendiklerine sadece üzülebiliyorsun.
Senaristlik çalışmalarınız olmuştu. Bu çalışmalarınıza devam edecek misiniz?
Senaryo yazmaya devam ediyorum. Pandemi çok verimli geçti benim için o açıdan. Bir yönetmen arkadaşımla pandeminin başından itibaren ayrı hikaye üzerine çalışıyoruz.
Peki ya yönetmenlik?
Yönetmenlik hiç yapmadım. Ben yönetmenin çıkan işin %90’ı olduğuna inanan biriyim. İddialı bir iş yönetmenlik. Şimdilik böyle bir iddiam yok fakat yıllardır ot da yolmuyorum. (Gülüyor) Öğreniyorum yıllardır. Olur da bir gün bu hikayenin dünyasını ben kurmak, çekmek istiyorum diyecek kadar kendimden emin olabilirsem o zaman neden olmasın.
Bu sektörde olmak istemeseydiniz hangi mesleği yapmak isterdiniz? Nedeniyle öğrenebilir miyiz?
Müzisyen olmak isterdim. Çünkü müziğin içine doğdum diyebilirim. 2 abim de birçok enstrüman çalabiliyor ve öyle bir eve doğdum. Ben de çok amatör olarak ilgilendim müzikle fakat iyi bir dinleyici olarak kaldım. Çocukluğumda da onlar çalar ben ise anlatır, taklit yapar, filme, kitaba dalardım.
Tiyatro ile dizinin sizdeki yeri nasıl? İkisini kıyaslarsanız neler söylersiniz?
Bambaşka iki alan. Oyuncu her yerde oyuncudur fakat bazıları kamera önünde olmaktan bazıları da sahnede olmaktan çok haz alır. Evet kamera önünde olmaktan da çok mutluyum fakat seyircinin nefesini hissetmenin adrenalini benim için de olağanüstü.
Dizide canlandırdığınız karakter de evden çalışıyor. Pandemi dönemini nasıl geçirdiniz? Salgın sizi farklı düşüncelere veya bazı şeyleri tekrardan düşünmeye sevk etti mi?
Pandeminin başını anksiyete ataklarıyla geçirdim maalesef. Korkum bizzat bana virüsün bulaşıp ölme ihtimalim değildi. İnsanın bilinmeyen karşısındaki acizliği ve yaşanan kaosun nelere yol açabileceğini deneyimlemek oldu. Şu bir yol mesafe ömrümüzde daha fazla ne olabilir ki derken hep daha fazlasının olması… Pandemi anksiyetemle birleşince düşünmekten ve yazmaktan başka bir şey yapamadım. Bu süreçte şunu anladım, bütün hızıyla değişiyor her şey, reddetmiyorum, anlamaya çalışıyor ve selamlıyorum gelecek olanı. İyi, kötü değişiyor her şey hatta iyi ve kötü de yer değiştiriyor bazen. Pesimist bakış açısının, "ne oluyor" telaşının bir faydası olmadığını düşünüyorum. Anlamak ve uyum sağlayabilmeyi başarabilirsem ne âlâ.
YENİ BÖLÜMDE NELER OLACAK?
Yalancı'nın ekrana gelecek 7. bölümünde Mehmet Emir karanlık sırlarını bir bir Deniz'e anlatmıştır. Mehmet Emir de artık gergindir. Ama Deniz'le ilgili takıntısı, onu sinirlendirmek için tekrar avlanmaya iter. Deniz bu yeni kurbanın kim olduğunu bulabilecek midir? Bir yandan yaptığı hatadan dolayı pişman olan Murat, Deniz'e yeni bir ipucu getirir. Deniz onu en derinden yaralayan eski kocası ile iş birliği yapacak mıdır?