Meleklerin Aşkı'nın 9. Bölümünde; Deniz, en başından beri kara kedi rolünü üstlendiği aşk hikâyesini terk etmiş, sahneyi Melek ve Yağmur’a bırakmıştır. Artık iki aşığın bir araya gelmesinde hiçbir engel yoktur. Yani kendileri dahil herkes öyle sanmaktadır. Ama hem birbirlerinin niyetlerini yanlış okumaları, hem de inatlarından dolayı bir türlü yakınlaşmayı başaramazlar. Yağmur, Melek’ten emin olmaya çalıştığı sırada Melek de Yağmur’u teste tabi tutmuştur. Bu durum, birbirlerinin tavırlarını yanlış yorumlarına sebep olur. Melek, Yağmur’un kendisinden uzaklaştığını; Yağmur’sa Melek’in kendisini istemediğini zanneder. Bu yanlış anlama silsilesine tabii ki Rukiye el koymak ister. Ama onun da boyunu aşan dertleri vardır. Zira, yakın geçmişini silmiş bir eski kayınvalideyle uğraşmaktadır. Yakın geçmiş silinince Rukiye’nin de medeni hali “bekâr”dan “evli”ye evrilmiş, yıllar önce istifa ettiği gelinliğe dönmek zorunda kalmıştır. Bu sırada Çekilmezler, Melike’nin moralini yerine getirmek için tatile çıkmışlardır. Melike’nin; moral, motivasyon ve sükunet depolayacağını sandığı tatil; Necmettin’in reislik kompleksi ve kahramanlık düşkünlüğü yüzünden cehenneme dönmek üzeredir. Çekilmezler açlık, sefalet ve kaybolmanın eşiğindedir. Çekilmezlerin yokluğunda Melek ve Yağmur evin içinde rahatça köşe kapmaca oynayabilmektedir. Melek, bu oyundan fazlaca sıkılmaya, Yağmur’un kendisini gerçekten sevmediğine emin olduğu sırada müdahale, Rukiye’den gelir. Melek’i, Yağmur’a bir şans vermesi için ikna eder. Melek, Yağmur’un aşkına ikna olmaya ve onunla bir ilişki kurmaya ilk defa bu kadar yakındır. Yağmur, kapıdan girecek ve Melek’in elinden tutacaktır. Ama Yağmur ne o kapıdan girer, ne de Melek’in elinden tutar. Melek, kapının eşiğinde bir başına ve elleri bomboş bir şekilde kalmıştır. Yağmur, onu daha yolun başında yapayalnız bırakmıştır.